top of page

Osman Hamdi Bey, Sanat ve Toplum İlişkisi

Merhaba sevgili okur; bu yazımda sanatın ve toplumun etkileşimini ve birbirini desteklediği kadar, zıt olan bazı yönlerine değineceğim. Keyifli okumalar dilerim.


Sanat, toplumu her daim etkileyen unsurlardan biridir. Her dönemde din, kültür, antlaşma ve savaş gibi etmenlerin yanı sıra; toplumu en çok etkileyen ve toplumdan en çok etkilenen noktadayız. Sanat her ne kadar toplumu etkilese de, yüzyıllar boyunca yaşanan tüm olaylar aslında sanatın etkilenmesinin yansıması olarak karşımıza çıkar. Yaşadığımız şuan yaşadığımız toplumu bunun dışında tutarak küçük bir eleştiri sahasında olay çözümlemesi yapabiliriz. Örneğin; her dönemin belirli sanatçıları vardır, biz Osmanlı Devleti üzerinden gidelim.


Osman Hamdi Bey, bizim coğrafyamız için eşsiz bir ressam ve kültür adamıdır. Çok yönlü bir entelektüeldir. Türkiye’de sanatın, arkeolojinin gelişmesinde büyük katkıları vardır. Resimlerinde yaşadığı dönem olan Osmanlı Devleti döneminden izler çok net bir şekilde görünür. Doğu mistisizmini (doğu gizemciliğini) oryantalist duyarlılıkla işlemiştir. Aynı zamanda güzel sanatlar okulunun kurucusudur. İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin temellerini atmıştır. Nemrut Dağı başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde arkeoloji çalışmaları yapmıştır. Toplumun bağdaştırması ve ilgisini ne yazık ki şuan daha çok görüyoruz. Kaplumbağa Terbiyecisi, Mihrap, İstanbul Hanımefendisi gibi önemli eserlere sahip olan Osman Hamdi Bey'in Kaplumbağa Terbiyecisi eserinden yola çıkarak anlatımıma devam etmek istiyorum.


Osman Hamdi Bey'in bu tablosu, özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde, geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun hâlini anlattığı şeklinde yorumlandığı olmuştur. Kaplumbağaların esin kaynağının, Lâle Devrindeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür.


Bir başka yoruma göre, düşünceli biçimde dikilen adam, sabır gerektiren zor bir iş olan kaplumbağaları terbiye etme işini, elindeki ney ve sırtındaki nakkareyi çalarak başarmayı ummaktadır. Bu yoruma göre de terbiyeci Osman Hamdi Bey'in kendisidir. Bu yorum terbiyecinin zorlu işi elindeki müzik aletleriyle halletmeye çalışması, Osman Hamdi Bey'in de değişime direnen bir toplumu sanat yoluyla çağdaş seviyeye getirmeye çalıştığını, bu yüzden sanat okulu ve müze açma girişiminde bulunduğunu vurgular.


Bu ise aslında sanatçı ve toplumun etkileşimde olmasının açıkça örneğidir. Sanatçı ve eseri, aslında toplumdur. Toplum ise sanatçıya geçirdiği özelliklerin yansımasını görmektedir.



İlgili dostlarımın faydalanabilmesi için eserin incelemelerini içeren video linklerini sunuyorum;


Görüşmek üzere :)






152 görüntüleme1 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör
bottom of page