top of page

22 Mayıs Dünya Biyoçeşitlilik Günü

Biyoçeşitlilik Günü neden kutlanıyor?

Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 22 Mayıs 1992 yılında kabul edilmişti.Doğadaki canlı yaşamının her geçen gün azaldığına dikkat çekmek amacıyla her yıl 22 Mayıs, Dünya Biyoçeşitlilik Günü olarak kutlanıyor.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun kararıyla biyoçeşitliliğin korunması için uluslararası hukuki bir belge olan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 27 senedir yürürlülükte. BM tarafından ‘’Doğa için çözümün parçasıyız’’ olarak belirlenen bu yılki sloganla 22 Mayıs’ta, temiz ve sağlıklı bir çevreye ulaşmanın biyolojik çeşitliliğe bağlı olduğu tekrar hatırlatılmak isteniyor.


Biyoçeşitlilik Sözleşmesi

Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, 1992’de Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde düzenlenen Yeryüzü Zirvesi’nde 168 ülkenin imzasıyla hayata 4 Temmuz 1993’te yürürlüğe girdi. Bugün 196 ülkenin imzası bulunan sözleşmede; özellikle sürdürülebilir kalkınma, hayvan, bitki, mikroorganizma çeşitliliği, gıda, güvenlik, barınma, ilaç, sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama hakları da dikkate alınarak daha geniş çaplı bir perspektifle çözüm önerileri sunuluyor.



Türkiye ise sözleşmeyi 12 Mayıs 1997’de onaylayarak imzacı devletler arasına katılmıştı.

Sözleşmeye buradan ulaşabilirsiniz.




Biyoçeşitlilik: Ortak Geleceğimiz Neden Buna Bağlı?

Bu günün 2022 Biyoçeşitlilik teması ise ‘Building a shared future for all life’: Tüm yaşam için ortak bir gelecek inşa etmek. İklim, ekosistem, gıda ve su kaynakları gibi pek çok farklı konuda biyoçeşitlilik, üzerine daha iyi bir gelecek inşa edebileceğimiz bir temel olarak görülüyor.

Biyoçeşitlilik, insanlar da dahil olmak üzere dünyadaki tüm yaşamı destekleyen süreçler için gerekli. Çünkü hayvanlar, bitkiler, ağaçlar, ormanlar ve mikroorganizmalar olmadan, soluduğumuz havayı ve yediğimiz yiyecekleri sağlamak için güvendiğimiz sağlıklı ekosistemlere sahip olamayız. Hayvanlar ve bitkiler, insanlara hayatta kalmak için tatlı su, yiyecek ve ilaçlar dahil gereken her şeyi sağlar. Ancak, bu faydaları tek tek türlerden elde edemeyiz - birlikte çalışabilmek ve gelişebilmek için çeşitli hayvanlara ve bitkilere, kısaca biyoçeşitliliğe ihtiyacımız var.

İnsanlık, gezegenin biyoçeşitliliğini hem kasıtlı hem de kazara olmak üzere çeşitli şekillerde etkiliyor. Örneğin insanların tarım arazilerine yer açmak için doğal yaşam alanlarını yeniden şekillendirmesi, orman yangınları, pestisit kullanımı, hava kirliliği, avcılık ve iklim değişikliği sebebiyle biyoçeşitlilik tehdit altında. Şiddetli hava olayları, nüfus, küresel ısınma, su ve gıda kıtlığı, hayvan ve bitki türlerinin neslinin tükenmesi, ormansızlaşma ve doğal afetler arttıkça biyoçeşitlilik tehdit altında olmaya devam edecek.


Biyoçeşitliliği korumak için ne yapabiliriz?
  • Tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmek. Buna evlerimizde duş süresini kısaltarak, dişlerimizi fırçalarken musluğu kapatarak veya gereksiz yere yanan ampulleri kapatarak başlayabiliriz.

  • Karbon salımını azaltmak. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek, ulaşımda bisiklet ve toplu taşıma gibi araçları tercih etmek,

  • Gıda, giysi, elektrikli ev aletleri tüketim mallarının israfını azaltmak

  • Atık miktarımızı azaltmak,

  • Geri dönüşüme önem vermek. Geri dönüştürülmüş malzemeden üretilen ürünleri satın almak, evdeki atıkları geri dönüşümle yeniden kullanmak,

  • Plastik atık oluşumunu engellemek için plastik kullanımını minimuma indirmek,

  • Biyoçeşitliliği korumaya yönelik politikaları ve korunması için çalışan kurumları, biyoçeşitlilik kaybıyla mücadeleyi amaçlayan yerel ve bölgesel projeleri desteklemek.

Biyoçeşitlilik konusunda daha fazla bilgi edinmek için daha önce Açık Radyo’nun yayınlamış olduğu Forever Extinct - Ebedi Yokoluş programını buradan; hâlâ devam eden Türlerin Yaşam Hakkı programını buradan; Antroposen Sohbetler programını ise buradan dinleyebilirsiniz.


7 görüntüleme0 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör
bottom of page